Türkiye, Cumhuriyet Tarihi’nde iki kez “Demokrasi Devrimi” ile muasır medeniyetler yolculuğunda tarihinin en anlamlı ve en önemli adımlarını atarak, dünyadaki haklı yerini almayı başarmıştır.
İlk Demokrasi Devrimi;
1940 yılı başlarında Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılan Celal Bayar , Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan öncülüğünde Demokrat parti ( DP) kuruldu.
Siyasi hayatımızda sahneye çıkan Demokrat Parti, ilk kez tam anlamıyla demokrasinin inşasını hayata geçiren “Milli İradeyi” kavramını vurgulayan sloganı “Yeter söz milletin” çıkışıyla ve “Dur” işaret yapan el amblemi ile tek parti (CHP) hükümranlığına son vermişti.
14 Mayıs 1950’de yapılan seçim sonucunda, 487 milletvekilliğinin 397’sini kazanan Demokrat Parti, 24 yıl kesintisiz iktidarda kalan Cumhuriyet Halk Partisini iktidardan indirmiştir.
* * *
İkinci Demokrasi Devrimi;
Yeni Türkiye hedefiyle 2002 yılında “Halka Hizmet, Hakka Hizmet” şuuru ve sarsılmaz inancıyla yola çıkan ve 16 yılda 13 seçim zaferi kazanan siyasi iradeye yaptığı hizmetlerinden dolayı onay vererek “Durmak Yok Yola Devem” diyen ve 24 Haziran’da sandık başına giden Milli İrade’nin güçlü ve yıkılmaz desteğiyle, ikinci Demokrasi Devrimi’ni yapmış böylece yepyeni ufukların açılmasına vesile olacak “Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi”ne geçmiş oldu.
Kısacası, demokrasi adına, muhteşem, mükemmel ve makbul bir zafer daha kazanılmıştır.
* * *
Yazımızda; Türkiye’yi “Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi” ile tanıştıran ikinci demokrasi devriminin ve kazanılan muhteşem, mükemmel, makbul seçim zaferinin Bursa mimarlarını anlatmak istedim.
Siyasi çevreler ve iş dünyası ile sivil toplum kuruluşları da bu süreci yakından takip eder oldu.
En fazla da halk merakla, bu sürecin nasıl işleyeceğini heyecanla bekliyor.
Elbette hakları var.
Bu yeni döneme geçişte Bursa’daki zaferin baş mimarları, deyim yerindeyse, “Beşi bir yerde” ve hatta halkın tanımlamasıyla söylersek “Beş gönül insanı, Beş hizmet Adamı” zafere giden yolda beklentileri ziyadesiyle yerine getirmiş ve kamuoyunda sağlam ve inanılır bir kanaat oluşturmuşlardı.
Dolayısıyla, Bursa bir kez daha Türkiye ortalamasının üzerinde “oy desteğiyle” gönülden bağlı olduğu “Reis”e Bursa bir kez daha “Kaleyi yıktırmadık” mesajı vermiştir.
* * *
Peki kim bu beş gönül ve hizmet adamı?
Hepimizin yakından tanıdığı bu beş baş aktörü hemen paylaşalım.
Hakan Çavuşoğlu; Başbakan Yardımcısı,
Ayhan Salman: AK Parti Bursa İl Başkanı
Alinur Aktaş: Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
Mustafa Dandar: Osmangazi Belediye Başkanı,
İsmail Hakkı Edebali: Yıldırım Belediye Başkanı
Beş isim de görevlerinin ve üstlendikleri sorumlulukların şuuruyla hizmet eden, görevlerini layıkıyla yerine getiren, halka inanan ve halkla birlikte yaşayan kimliklerin sahibi.
Zira;
““Halka hizmet Hakk’a hizmet”
Şuuru ile yola çıkan bu beş hizmet adamı siyasi argüman bakımından kıskanılacak bir koordinasyon ve uyum içerisinde çalışıyor,
Bu beş gönül insanı el ele, gönül gönüle vermiş herkesin yanında halkın içinde yaşayarak Bursa’ya ve Bursalılara hizmetin en iyisini yapmak adına gece gündüz demeden çalışıyor.
Kah halkın arasında, kah bir mahallede, kah bir cami buluşmasında, kah metroda onları görmek mümkün.
Kısacası her yerde onlarla karşılaşmak yüz yüze gelmek artık hiç kimse için sürpriz değil.
Bunu da inançla ve imanla yaptıklarını biliyoruz.
“İnançla iş yapanın, inançla hizmet sunanın İmanı da kuvvetlidir”
Düsturundan bakıldığında;
Bursa ve Bursalılar “Ehil” ve “Emin” ellere teslim edilmiş demektir.
Diyorlar ki;
“Derdimiz Bursa’ya hizmet”
Sözüyle amacını ve niyetini berrak bir cümleyle beyan eden beş gönül insanı, seçim zaferinin Bursa’daki aktörleri, Yeni Türkiye ve yepyeni yönetim sistemi ile bugüne kadar olduğundan çok daha yüksek hizmet ve çok daha “müjdeli” haberler yanı sıra gelecek adına oldukça “olumlu mesajlar” da veriyor.
Halkın desteği ile “Yola Devam” eden bu hizmet kervanı, halkın gönlünde taht kuran “Reis”in, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi” ile terfi ettiği “Başkan”lık tacıyla şüphesiz inanıyoruz ki;
Hizmetler de müjdeler de devam edecek.